Mahir CANOVA (1915, Kavala – 16 Şubat 1993), Türk Tiyatro yönetmenidirİlk eğitimini İzmit’te, Orta eğitimini Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu’nda tamamlayan Mahir Canova, 1935 yılında, Eskişehir’de öğretmen olarak meslek yaşamına başladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin Hindoloji ve Alman filolojisi bölümlerinde öğrenim görürken; 1936’da Ankara Devlet Konservatuarı tiyatro bölümü yatılı sınavını kazanarak, 1941 yılında Salih Canar, Muazzez Lutas (Kurtoğlu), Ertuğrul İlgin, Nermin Sarova ve Nüzhet Şenbay ile birlikte ilk mezunlardan biri olarak sanat hayatına atıldı.-Yönetmen yardımcılığı ve Konservatuar mimik ve sahne öğretmenliği görevleri yaptı. Öğrencilik yıllarında eğitim için yollandığı Fransa’da edindiği deneyim sonucu, mezun olduğu okulda bölüm başkanlığı, Devlet Tiyatroları’nda yönetmenlik ve Başrejisörlük görevlerini yürüttü.Oyuncu ve Yazar Civan Canova’nın babası olan Mahir Canova, 1949’da Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde, 1959’ da İzmir Şehir Tiyatrosu’nda, 1956’ da İzmir Ara Tiyatrosu’nda, İzmir Devlet Tiyatrosu’nda, Kent Oyuncuları’nda, Arena Tiyatrosu’nda çeşitli oyunlar yönetti. Birçok Tiyatro ve Sanat dergilerinde yazılar yazdı. Halkevleri Merkez Yönetim Kurulu’nda görev alarak tiyatro kursları açtı, bu kurslarda, bugün tiyatro hayatımızda önemli yerleri olan sanatçıları yetiştirdi. Isparta Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun kuruluş çalışmalarına katıldı, seçmeleri yaparak kursları planladı ve başlattı.5 Ocak 1982 – 6 Aralık 1983 tarihleri arasında Danışma Meclisi’ne Milli Güvenlik Konseyince seçildi, TBMM’de tek Sanatçı Üye olarak görev yaptı. 1985’te Muazzez Kurtoğlu ve Nermin Sarova ile birlikte, sanat yaşamlarındaki 50. yılını doldurarak onurlarına düzenlenen törende ödül aldı. 1991’de Kültür Bakanlığı tarafından Devlet Konservatuvarı ilk mezunlarından olması nedeniyle ödüllendirildi.Hayata veda etmesinin ardından 1963 yılında Kent Oyuncuları’nda sahneye koyduğu Necati Cumalı’ nın “Nalınlar” adlı oyunu ölümünden üç yıl sonra, 32 yıl önce yaptığı rejiye sadık kalınarak, Mahir Canova’nın anısına yeniden sergilendi.Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, sanatçının anısını yaşatmak amacıyla; Ankara’ da bir sahneye Mahir Canova Sahnesi adını vermiştir.Yönetmenlik yaptığı oyunlar• Yağmurcu (1946-47) • Köşebaşı (1947-48) • Kadınlar Arasında (1947-48) • Şamdancı (1947-48) • Bizim Şehir (1948-49) • Paydos (1948-49) • Küçük Şehir (1949-50) • Yalancı (1949-50) • Ölü Kraliçe (1956) (Muazzez Lutas, Nuri Altınok) • Scapen’ in Dolapları (1949-50) • Dünya Gözüyle (1949-50) • Tüccar (1949-50) • Şakacı (1950-51) • Melekler ve Şeytanlar (1950-51) • Tersyüz (1952-53) • Sahne Dışındaki Oyun (1952-53) • Bir Ümit İçin (1954-55) • Tanrıdağı Ziyafeti (1954-55) • Harput’da Bir Amerikalı (1955-56) • Son Durak (1955-56) • Kleopatra’ nın Mezarı (1956-57) • İki Efendinin Uşağı (1957-58) • Yedinci Köpek (1964-65) • İstanbul Efendisi (1966-67) • Ecinliler (1966-67) • Bizim Şehir (1966-67) • Candida (1967-68) • Amédee (1967-68) • Meçhul Asker ve Karısı (1968-69) • Yedekçi (1969-70) • Finten (1969-70) • Romeo ve Juliet (1971-72) • Windsor’ un Şen Kadınları (1985-86) • Lysistrata (1984-85) • Düşüş (1985-86) • Vatan Diye Diye (1989) Barış MANÇO (Sanatçı 10. ölüm yıldönümü) 2 Ocak 1943’te İstanbul’da doğup, 1 Şubat 1999’da İstanbul’da ölen, Barış Manço besteci, şarkı sözü yazarı, gezgin ve TV programı yapımcısıdır. Türkiye’de rock müziğin öncülerinden, Anadolu Rock türünün kurucu üyelerindendir. Müziğe başlangıcı Galatasaray lisesinde olmuştur. Eğitimini Belçika Kraliyet Akademisi’nde almıştır. Bestelediği 200’ün üzerindeki şarkısı, kendisine 12 altın ve bir platin albüm ve kaset ödülü kazandırmıştır. Bu şarkıların bir bölümü daha sonra Arapça, Bulgarca, Flemenkçe, Fransızca, İbranice, İngilizce, Japonca, Kürtçe ve Yunanca olarak yorumlanmıştır. Barış Manço, kimi şarkılarını günlük hayatından almıştır. “Domates, Biber, Patlıcan”, buna bir örnektir. Barış Manço şarkılarını, yer aldığı grubu Kurtalan Ekspres ile birlikte seslendirmiştir. “Bugün Bayram” şarkısı, Barış Manço’nun çocuklara yönelik besteler yapmaya başladığının bir örneği olur. Dillerden düşmeyen parçalarından bazıları; “Kara Sevda”, “Unutamadım”, “Can Bedenden Çıkmayınca”, “Nane Limon Kabuğu”, “Dağlar Dağlar”, “Kol Düğmeleri”, “Derule”, “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa”,”Kağızman”,”Lambaya Püf de”, “Binboğanın Kızı”,”Dönence” dir.1988’de Barış Manço’yu başta çocukların olmak üzere herkesin sevgilisi yapacak “7’den 77’ye” programı başlar. TRT’de yayınlanan bu programda TV ekibi 150’den fazla ülkeye gidip, oraları seyircilere tanıtır. “Adam Olacak Çocuk” ile de çocuklara öğütler vermeyi, onlara yeteneklerini sergileme fırsatı verip dönemin en başarılı televizyon yüzü olur. 1990’da Japonya’da ilk konserini verir. 1991’de “Devlet Sanatçısı” ünvanını alır. 1991’de ve 1995’te Japonya’da çok başarılı turnelere imza atar. 1996’da konser albümü Live in Japan de Barış Manço ve Kurtalan Ekspres’in başarılı performansının bir kanıtıdır.Bu dönemden sonra müziğin kalitesinin nispeten azaldığı, özel televizyonların arttığı, reyting kavramının ortaya çıktığı günlerde, Barış Manço kendini hem müzik hem de televizyon ekranından çeker. Ocak 1975 tarihli “Baba Bizi Eversene” sanatçının ilk ve tek sinema filmidir. Müzik ve televizyon hayatında sayısız ödül almıştır. Bunlardan bazıları şunlardır:1991’de Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı unvanı, Belçika Krallığı Leopold II Şövalyesi Nişanı, Fransız Kültür Bakanlığı Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı, Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen Türkmen Vatandaşlığı ödülleri Cem KARACA (Sanatçı 5. ölüm yıldönümü) İstanbul’da 5 Nisan 1945’de doğup, İstanbul’da 8 Şubat 2004’de ölen Cem Karaca, Türk rock müziğindeki en önemli sanatçılardandır ve güçlü bir Anadolu rock kültürü yaratmıştır. Annesi tiyatrocu Toto Karaca, babası tiyatrocu Mehmet Karaca olan Cem Karaca, sanatla iç içe büyümüştür. Ortaöğrenimini Robert Kolej’de yapan Cem Karaca’nın müzikle tanışmasında sesini ilk keşfeden annesi Toto Karaca’nın rolü olmuştur. İlk dönemlerde “Jaguarlar”, “Dinamitler” gibi gruplarla amatörce çalışmalar yapan Cem Karaca popüler rock’n’roll parçaları söylemiştir. O dönemlerde kendisinin en büyük destekçilerinden biri de İlham Gencer olmuş, onun orkestrasında müzikal deneyimini oldukça ilerletmiştir. Bu yıllarda aynı zamanda tiyatro ile de ilgilenen Cem Karaca çeşitli oyunlarda da görev almıştır.Askerliği sırasında, Asker arkadaşının çaldığı bağlama ise onu Anadolu’nun bambaşka diyarlarına taşımış, bir zamanlar ilkel ve sıkıcı bulduğu müziğin kendi duygularını anlattığını keşfetmiştir.1967’de askerlik dönüşü “Apaşlar” grubuna katılmıştır. Bu grupla Hürriyet gazetesinin düzenlediği Altın Mikrofon yarışmasında “Emrah” isimli parçayla ikinci olmuş, doğu-batı müziği sentezinde şarkılar üretmeye çalışmışlardır. ‘Resimdeki Gözyaşları’ isimli parçayla büyük başarı elde etmiştir. Apaşlar’la olan beraberliği 1969’un sonlarına kadar sürmüştür. Sonra “Kardaşlar” grubunu kurmuştur. Fakat 1972′ de Cem Karaca, Kardaşlar’dan ayrılıp Anadolu rockın güçlü sesi Moğollar’la birleşmiştir. Daha sonra Moğollar’ın dağılmasıyla kariyerinin en önemli dönemini yaşayacağı “Dervişan” grubunu kurmuştur. Dervişan politik rock’ın yanısıra progressive rock’ın Türkiye ile tanışmasında önemli rol oynamıştır. Grubun dağılmasından sonra Almanya’ya gidip, 1987’ye kadar orada kalmıştır. Bu dönemdeki çalışmalarında sık sık gurbetçilerin yaşamı, gurbet acısı, yabancı düşmanlığı gibi temaları işlemiştir. Yurda döndükten sonra çıkardığı albümler o yıllarda büyük ses getirmemesine karşın, yıllar içinde şarkılar değerini bir kat daha arttırmıştır. “Oh Be”, “Kahya Yahya”, “Hep Kahır” gibi hit şarkılar bu dönemde çıkmıştır. 1999’da son yapıtı sayılabilecek olan “Bindik Bir Alamete…” isimli başarı dolu albümünü çıkarmıştır. Barış Manço’nun efsanevi grubu “Kurtalan Ekspres”le birleşerek konserler vermiştir. Cem Karaca’nın unutulmayan diğer şarkıları arasında “Emrah”, “Tamirci Çırağı”, “Namus Belası”, “Zeyno”,”Bu Son olsun”, “Dadaloğlu”, “Mutlaka Yavrum” bulunmaktadır. Sinema dalında, ‘Kahpe Bizans’ filmi için üç parça kaydedip, filmde küçük bir rol almıştır. 2000’li yıllarda çeşitli şiir çalışmaları da yapmıştır. Vahi ÖZ (Sinema Sanatçısı 40. ölüm yıldönümü) 1911 yılında İstanbul’da doğup, 12.02.1969’da İstanbul’da ölen Vahi Öz, bir süre Samsun Lisesi’nde okuduktan sonra, ilk kez 1928’de Samsun Gençlik Mahfeli’nde sahneye çıkmıştır. 1930’da İstanbul Şehir Tiyatrosu’na girmiş, daha sonra “Raşit Rıza”, “Ses”, “Yeni Ses”, “Şen Ses” ve “Küçük Opera”da çalıştıktan sonra, 1968’de kendi adına bir topluluk kurmuştur. Ayrıca Ankara Radyosu temsil kolunda çalışmıştır. 1947’de “Bir Dağ Masalı” filmiyle sinemaya geçip, 1953’te “Kan Kardeşler” ve “Süt Kardeşler” adlı iki filmin yönetmenliğini de yapmıştır. Sinemada asıl ününü 1960’dan sonra “Horoz Nuri” tiplemesiyle tanınarak yapmış, Mualla Sürer ile ilginç bir ekip oluşturmuşlardır. Rol aldığı bazı filmler şunlardır: “Bir Dağ Masalı”, “İstanbul Geceleri”, “Efelerin Efesi”, “Kadifeden Kesesi”, “Gönül Avcısı”, “Badem Şekeri”, “Ayşecik Canımın İçi”, “Turist Ömer”, “Fabrikanın Gülü”, “Kart Horoz”, “Cici Kızlar”, “Babamız Evleniyor”, “Çalıkuşu”, “ Trafik Belma”, “Bekar Odası”, “Bir Damat Aranıyor” dır. https://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-79615/subat.html
Şubat Ayında Kaybettiklerimiz için yapılan aramalar
Şubat Ayında Kaybettiklerimiz, Şubat Ayında Kaybettiklerimiz biyografi, Şubat Ayında Kaybettiklerimiz hayatı, Şubat Ayında Kaybettiklerimiz özgeçmişi, Şubat Ayında Kaybettiklerimiz hakkında, Şubat Ayında Kaybettiklerimiz doğum yeri, Şubat Ayında Kaybettiklerimiz fotoğraf, Şubat Ayında Kaybettiklerimiz video, Şubat Ayında Kaybettiklerimiz resim, Şubat Ayında Kaybettiklerimiz kimdir?, Şubat Ayında Kaybettiklerimiz kaç yaşında?, Şubat Ayında Kaybettiklerimiz kaç yaşında öldü? Şubat Ayında Kaybettiklerimiz nereli, Şubat Ayında Kaybettiklerimiz memleketi Şubat Ayında Kaybettiklerimiz ne zaman ve neden öldü? Şubat Ayında Kaybettiklerimiz Ölüm nedeni?
Twitter'de ara: Şubat Ayında Kaybettiklerimiz
Google'de ara: Şubat Ayında Kaybettiklerimiz