Abdülahet Kuzgun Çetin Acar (28 Şubat 1928, İstanbul – 4 Şubat 1976, İstanbul), Türk heykeltıraş.
Demir, çivi, tel ve ahşap gibi malzemeler kullanarak gerçekleştirdiği yapıtlarıyla tanınır. Türkiye’de çağdaş heykel sanatının öncülerindendir. 1966 yılında yaptığı İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’ndaki “Kuşlar” heykeli ile Ankara Kızılay Meydanı’nda bulunan Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü’nün cephesine yaptığı tunçtan kabartma “Türkiye” heykeli sanatçının önemli çalışmalarıdır
Yaşamı ve eserleri
Libya kökenli Ayşe Zehra Hanım ile Nazmi Acar Bey’in oğlu olarak 28 Şubat 1928 günü İstanbul’da doğdu. Annesinin isteği ile “Çetin” adı verilmesine rağmen ailesi onu “Kuzgun” diye çağırdı ve bu adla tanındı. Anne ve babası o küçük yaşta iken ayrıldı; annesi ile bilikte kenar mahallelerde, dar muhitte, yoksul bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirdi. İlkokulu nerede ne zaman okuduğu bilinmez.[1] İlköğrenimini tamamladıktan sonra Sultanhahmet Ticaret Lisesi’ne devam etti. Bir yandan da babasının açtığı ayakkabı bağı imalathanesi dükkanında çalıştı. Okuldaki resim öğretmeni onu resim çalışmaya yönlendirdi.[1]
Liseden mezun olduktan sonra 1949’da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi heykel bölümüne girdi, Rudolf Belling’in öğrencisi oldu. Daha sonra Ali Hadi Bara ve Zühtü Müridoğlu’nun atölyesine geçerek öğrenimini onların yanında tamamladı. Öğrencilik yıllarında Bara’nın sanat anlayışından etkilenerek soyut çalışmalara yöneldi ve soyut heykele tutku derecesinde bağlandı. 1953 yılında Akademi’den mezun oldu.
Acar, mezuniyetinden sonra serbest çalışmaya başladı ve aynı yıl ilk kişisel sergisini düzenledi. Demir, çivi, tel ve ahşap malzeme ile heykeller üretti. Türk Heykeltıraşları Cemiyeti’ne üye oldu. Bu yıllarda ilk evliliğini yaptı. Avukat Münire Abduşef ile evlendi.[1] Adalet Cimcoz’un açtığı ve kamusal bir kültür projesi hâline gelen[2] Maya Sanat Galerisi’nin kapanmaması için 1954 yılında açılan “Kurtarıcı Sergi”‘de Şadi Çalık ve Nusret Suman ile birlikt heykel alanında yer aldı. Aynı galeride 30 Ekim’de Genç Ressam ve Heykeltıraşlar Sergisi’ne Ali Teoman Germener ile katıldı. Bu ilk dönem eserlerinde tahta yontular ağırlıktaydı.
Yeni bir üslup ve anlatım arayışı içinde olan Acar, 1956 yılında malzeme olarak teli kullanmaya yöneldi. İnce telleri büküp kıvırarak yaptığı figüratif ve soyut denemeleri Şehir Galerisi’nde genç sanatçılarla birlikte düzenledikleri sergide sergiledi. Aynı yıl Venedik Bienali’nde telden yaptığı bir heykeli sergiledi. Bienal sergisi daha sonra Lübnan’da tekrarlandı. 1957 yılında ilk kez telden bulutsu heykeller sergiledi.
Çivilerle gerçekleştirdiği bir çalışması, 1961’de Paris’te düzenlenen Uluslararası Genç Sanatçılar Bienali’nde Paris Kenti Birincilik Ödülü’ne değer görüldü. Bu birincilik, hayatında bir dönüm noktası oldu. Çünkü ödülle birlikte sanatçılara tahsis edilmiş iki burstan birisini kazanmıştı. Kuzgun Acar, aldığı bursla Fransa’ya gitti. 1962 yılında Paris Modern Sanatlar Müzesi’nde sergi açtı, sergideki bir yapıtı ve iki deseni müze tarafından satın alındı. Bu başarısından sonra kendisine Boulogne Ormanı’nda tahsis edilen bir atölyede 1962 yılının Kasım- Aralık ayları boyunca çalıştı. Paris’te İtalyan sanatçı Anselmo ile birlikte Galeri La Clouche’ta bir sergi açtı. Sergi, iki yıl açık kaldı. Bu sergiden fazla gelir sağlayamayınca mine takı yapmaya yöneldi. 1962 yılında 23. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde, demir bir heykelle birinciliği kazandı.
Acar, Dışişleri Kültür Dairesi’nin tarafından 1964-1965 yılında açılan “Çağdaş Türk Sanatı” konulu serginin oluşumuna katkı verdi. 1965’te İstanbul’a giderek eşi Münire Hanım’dan ayrıldı. Paris’e dönerek aktris Bige Perker ile yaşamını sürdürdü. Atölyedeki zor kış şartları nedeniyle şehirde bir odaya taşındıktan sonra sinemaya ilgi duydu ve anime film kuklaları yapmaya başladı. 1965 yılında geçici olarak İstanbul’a dönmeye karar verdi. Heykeli, işhanı ve otel gibi yapılara bir süsleme unsuru olarak katmak için girişimlerde bulunan Acar,[3] bir daha geri dönemedi ve Paris’teki çalışmaları kaybolup gitti.[1]
İkinci evliliğini Biga Perker ile yapan Kuzgun Acar’ın oğlu Emre Yunus 1966’da dünyaya geldi. Aynı yıl Rodin Müzesi’ndeki ulusal heykel sergisine katıldı ve Avrupa sanat çevrelerinde de tanındı. 1966- 1967 arasında çok yoğun olarak heykel çalışmaları yaptığı bir dönemdir. Bu önemde yaptığı İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’ndaki “Kuşlar” heykeli ile Ankara Kızılay Meydanı’nda bulunan Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü’nün cephesine yaptığı tunçtan kabartma “Türkiye” heykeli sanatçının önemli çalışmalarıdır.
Sinema ile de ilgilenen sanatçı, 1966 yılında “Sinema Tanık” topluluğu içine yer aldı. Tamamlamadığı belgesel filmler çekti.
60’lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi’ne girmesinden sonra yapıtlarına alıcı bulamaz hale gelince balıkçılık, meyhanecilik gibi işler yaptı.[4]
1968 yılında Mehmet Ulusoy’un başlattığı sokak tiyatroları için masklar da üreten Acar, 1975’te Mehmet Ulusoy daveti ile Paris’e giderek Ulusoy tarafından sahnelenen Kafkas Tebeşir Dairesi adlı oyun için masklar üretti. Savaştan kalma eski çelik ve lastik malzemeleri kullanarak üretilen bu 140 adet mask, onun önemli çalışmalarındandır. Bu dönemde ikinci evliliğini de sonlanmış, tiyatro sanatçısı Fersa Pulhan ile üçüncü evliliğini yapmıştır.
Sanatçının yapıtları arasında DİSK-Maden-İş’in Gönen’deki eğitim ve dinlenme tesislerinin duvarına yaptığı duvar heykeli, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’ne alınan üç metal heykeli, Gülhane Parkı’na konulan “50. Yıl Heykeli”, ölümünden kısa bir süre önce tamamladığı Antalya’daki Haşim İşçan Anıtı, Bayrampaşa Belediyesi için hazırladığı Mustafa Kemal Anıtı yer alır.
Sanatçı, Marmara Adası’na konulması tasarlanan bir anıt hazırlamaya başladı, ancak tamamlayamadı. Acar, bir duvar rölyefi üzerinde çalışırken merdivenden düştü ve beyin kanamasına bağlı olarak 4 Şubat 1976 günü 48 yaşında hayatını kaybetti. Mezarı Zincirlikuyu Mezarlığı’ndadır.[5]
Kaldırılan eserler
Acar’ın bazı eserleri tartışmalara sebep olmuş ve sökülüp depolara kaldırılmıştır; Ankara’da Emek İş Hanı’nın ön girişine Anadolu’nun çoraklaşma sonucu kaybettiği toprakları ifade etmek üzere 1966’da yaptığı büyük boyutlu metal “Türkiye” heykeli yerinden kaldırıldı, depolarda bekletildikten sonra hurda olarak satıldığı yapılan araştırmalarda ortaya çıktı; Metal-İş Gönen tesisleri için yaptığı heykel 1980 sonrasında sökülerek bir depoya kaldırıldı, 1997’de hatırlanarak depodan çıkarıldı ve yerine asıldı; 1975 Heykel Sempozyumu için 1940’lı yılların Antalya valisi Haşim İşcan anısına yaptığı dev el heykeli ise, bir süre sonra bir depoya kaldırılmış, uzun zaman sonra Antalya Karaalioğlu parkına yerleştirildi.
Kuzgun Acar Heykel Sempozyumu
Kuzgun Acar anısına, 2007 yılından bu yana Bursa Nilüfer Belediyesi tarafından bir uluslararası heykel sempozyumu organize edilmektedir.[6] Sempozyumda, yerli ve yabancı sanatçılar tarafından taş ve beton heykeller üretilmektedir.
Abdülahet Kuzgun Acar için yapılan aramalar
Abdülahet Kuzgun Acar, Abdülahet Kuzgun Acar biyografi, Abdülahet Kuzgun Acar hayatı, Abdülahet Kuzgun Acar özgeçmişi, Abdülahet Kuzgun Acar hakkında, Abdülahet Kuzgun Acar doğum yeri, Abdülahet Kuzgun Acar fotoğraf, Abdülahet Kuzgun Acar video, Abdülahet Kuzgun Acar resim, Abdülahet Kuzgun Acar kimdir?, Abdülahet Kuzgun Acar kaç yaşında?, Abdülahet Kuzgun Acar kaç yaşında öldü? Abdülahet Kuzgun Acar nereli, Abdülahet Kuzgun Acar memleketi Abdülahet Kuzgun Acar ne zaman ve neden öldü? Abdülahet Kuzgun Acar Ölüm nedeni?
Twitter'de ara: Abdülahet Kuzgun Acar
Google'de ara: Abdülahet Kuzgun Acar