Ocak Ayında Kaybettiklerimiz

Ölüm Nedeni: Ocak Ayında Kaybettiklerimiz|ocakta olenler
Öleli tam: 2024 yıl, 3 ay, 16 gün olmuş.
Öldügünde: 0 yaşındaydı.

Oktay ARAYICI(d. 12 Şubat 1936, Rize – ö.21 Ocak 1985, İstanbul)Türk Tiyatrosu’nun toplumcu gerçekçi çizgideki önemli oyun yazarlarındandır. Oyunları defalarca sahnelenmiş ve ödül almıştır. İlk ve orta öğretimini Rize ve Malatya’da gerçekleştiren Arayıcı, 1956 yılında İstanbul Üniversitesi’ne girer. 1959 yılında ilk senaryosunu yazar. -Sansüre takılan Gel Nişanlanalım adlı bu senaryonun ardından, ertesi yıl dışarda Yağmur Var adlı ilk oyununu yazar ve sahneler. Arayıcı’nın bundan sonraki tiyatro yaşantısı epeyce hareketli, bol ödüllü ve siyasi geçer. 1964’te İzmit’te Good-Year lastik fabrikasındaki grevi konu aldığı Kondulu Hayriye adlı oyunu valilikçe yasaklanır. 1969 yılında yazdığı Seferi Ramazan Beyin Nafile Dünyası (Nafile Dünya) adlı oyunu 1971’de AST’ta sahnelenir ve yasaklanır. Bir oyun yazarı olarak artık dikkat çekmeyi başarmış olan Arayıcı, 1974–1976 yılları arasında Bir Ölümün Toplumsal Anatomisi adlı, kendisinin önde gelen eserlerinden biri sayılan oyunu yazar. Bu oyunla Türk Dil Kurumu ve Avni Dilligil ödüllerini kazanır. 1977’de yine en bilinen oyunlarından olan Rumuz Goncagül’ü yazar; Rutkay Aziz’in rejisiyle sahnelenen oyun 1981–1982 tiyatro sezonunda “Yılın Oyunu” ödülünü alır. Bu oyun daha sonra İrfan Tözüm’ün yönetmenliğinde sinemaya da aktarılır. 1978’de TRT için At Gözlüğü adlı senaryoyu yazar. Film TRT Muhabirleri Derneği tarafından yılın en başarılı yerli yapımı seçilir. 1978–1979 yılında Geçit (Tanilli Dosyası) adlı oyununu yazar. Oyunda Server Tanilli’nin hayatı ekseninde, bir dönem irdelemesi yapılmaktadır.Yazdığı Bazı Tiyatro Oyunları • Tanili Dosyası • Rumuz Goncagül • Bir Ölümün Toplumsal Anatomisi • Seferi Ramazan Beyin Nafile Dünyası • Kondulu Hayriye • Dışarda Yağmur Var • BabalarBaha GELENBEVİ (Fotoğraf ve Sinema Sanatçısı 25. ölüm yıldönümü) 1907 yılında İstanbul’da doğan ve 1984 yılında İstanbul’da ölen, Baha Gelenbevi, Batı’da en çok kalmış ve batı film endüstrisinde en fazla çalışmış sanatçımızdır. Öğreniminin son dönemlerini Fransa’da tamamlayan Gelenbevi, sinemayla ilk tanışmasını önce figüran olarak yine Fransa’nın Nice şehrinde 1928-1936 yılları arasında yapmıştır.1939 yılında İstanbul’a dönüp, görüntü yönetmenliği ve senaryo yazarlığı görevini üstlenmiştir.1944’te çektiği “Deniz Kızı”yla Türk filmciliğinde yeni bir çığır açmıştır. Ardından peşpeşe, “Yanık Kaval”, “Barbaros Hayrettin”, “Boş Beşik”, “Günahkârlar Cenneti” gibi filmleri yönetmiştir. 1958’de sinemayı bırakarak fotoğraf çalışmalarına ağırlık vermiş, gerek yurt içinde, gerek yurt dışında birçok sergiler açmıştır.Öztürk SERENGİL (Sanatçı 10. ölüm yıldönümü)2 Mayıs 1930’da Artvin’de doğup, 11 Ocak 1999’da İstanbul’da ölen Serengil, Türk sinema oyuncusu kadar komedyenlikle de tanınmıştır. Lise ikinci sınıftan sonra öğrenimini bırakarak 1949’da Artvin’den İstanbul’a gelmiştir. 1953’te “Oğlum Edvard” adlı oyunla sanat hayatına başlamıştır. 1958’de Oda Tiyatrosu, 1959’da İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahneye çıkmıştır. 1950’li yılların başlarında Babıali’de ressamlık yapmıştır. “3. Kat Cinayeti” filmiyle sinema oyunculuğuna başlamıştır. İlk dönemlerde 142 filmde ‘kötü adam’ tiplemesi yaparak, daha sonra da argolu komedilerin değişmez oyuncusu haline gelmiş, 300’e yakın filmde rol almıştır. “Adanalı Tayfur” tiplemesi ile ünlenmiştir. 1966’da sinema oyunculuğunun yanı sıra sahneye de çıkarak şovmenlik yapmaya başlamıştır.Televizyonda “Gülünüz Güldürünüz” adlı yarışma programını hazırlayarak sunmuş, bu yarışma sayesinde birçok kişi sahne ve sinema dünyasına adım atmıştır. Çeşitli TV dizilerinde rol almış, politik güldürü tarzında çeşitli 45’lik plaklar yapmıştır. Bir de özeleştirisini yaptığı “Yeşilçam’ı Benden Sorun” adlı kitabı yayınlanmıştır.Serengil, hayatın çeşitli konularına özgün bakış açısı ve Türkçe’ye kazandırdığı ifade ve kelimelerle büyük tartışmalara yol açmıştır. Bazıları tarafından eleştirilen bu kelimeleri halk benimsemiştir. Değişik ve kendine has vurgulamalarıyla söylediği “yeşşe”, “kelaj” gibi yeni deyişleri Türk argosuna sokmuştur. Oynadığı filmler arasında; “Öp Babanın Elini”, “Çalın Sazlar”, “Şiribim Şiribom”, “Hamsi Nuri”, “Şebkemin Altındayım”, “Helal Adanalı Celal” ve diğer filmleri bulunmaktadır.Nubar TERZİYAN (Sinemacı 15.ölüm yıldönümü) Nubar Terziyan, 1909 İstanbul’da doğup, 14 Ocak 1994’de İstanbul’da ölmüştür. 1948’de, Aydın Arakon’un “Efsuncu Baba” filmiyle sinemaya başlamıştır. Hayatı boyunca 500’ün üstünde filmde rol almıştır. İlk gençlik yıllarında Hamlet, Otello, Samson Dalila, Çarşılı Artin Ağa, Suzan İmber, Namus İçin gibi bir çok oyunda çeşitli karakterleri canlandırmıştır. Nubar Terziyan, 46 yıl boyunca da sinemada “Ankara Ekspresi”, “Düşman Yolları Kesti”, “Kanun Namına”, “Bodrum Hakimi” gibi birçok filmde rol almıştır. Hiçbir filmde öfkeli, acımasız, bir başkasına kötülük yapan veya kötü bir söz söyleyen biri olarak karşımıza çıkmamış, tam tersine, bazen babacan bir komiser, küçük sevimli bir ihtiyar, herkesin dedesi, evin büyüğü ama boynu bükük olarak dolaşan bazen de fakir bir sütçü olmuştur. Yüzü hep gülen, nur yüzlü, bazen de tam bir İstanbul beyefendisi. Hayatını Türk sinemasına adamış sanatçılardan biridir. Tiyatro eğitimi almamıştır ama iyi bir tiyatro oyuncusu olmuştur. Bütün oyunlarında, “dogaçlama” tekniğini kullandığını söylemek mümkündür.Bedia MUVAHHİT (Sanatçı 15.ölüm yıldönümü) 16 Ocak 1897’de İstanbul’da doğan Bedia Muvahhit, 20 Ocak 1994’te İstanbul’da ölmüştür. Cumhuriyet dönemi Tiyatro ve sinema sanatçılarımızdandır. Türkiye’nin ilk müslüman kadın oyuncusudur. Kadıköy Terakki Mektebi ve Notre Dame de Sion Lisesi’nde okumuş ve küçük yaşta Fransızca ve Rusça öğrenmiştir. Öğrenimini sürdürürken Erenköy Kız Lisesi’nde Fransızca öğretmenliği yapmıştır.Sanat yaşamı 1908’de başlamış sayılır. Ancak 1914’te yeni kurulan Darülbedayi’ye girmiştir. İlk filmi, 1923 yılında Muhsin Ertuğrul’un teklifiyle başladığı Halide Edip Adıvar’ın “Ateşten Gömlek” romanından sinemaya uyarlanan filmdir. Bu filmde canlandırdığı Ayşe karakteri ile Türk sinemasının Neyyire Ertuğrul’la birlikte ilk kadın oyuncularından biri olmuştur.1923’te, “Ceza Kanunu” adlı oyunla sahneye çıkmasıyla tiyatro yaşamı da başlamıştır. Sanat yaşamı boyunca 200’ün üzerinde oyunda ve sayısız sinema filminde rol almıştır. Bedia Muvahhit, 1975 yılında Şehir Tiyatroları’ndan emekli olmuştur. 1987 yılında Devlet Sanatçısı unvanını almıştır.1995 yılından itibaren, Türk Kadınlar Birliği tarafından Şehir Tiyatroları’nın genç kadın sanatçılarına “Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülü” verilmektedir. Sanatçının hayat hikâyesi pek çok kitaba ve araştırmaya konu olmuştur. Halide Edip ADIVAR(d. 1882 veya 1884 – ö. 9 Ocak 1964-45.ölüm yıldönümü)Türk yazar, siyasetçi, akademisyen, öğretmen. Halide Onbaşı olarak da bilinir. Halide Edip, 1919 yılında İstanbul halkını ülkenin işgaline karşı harekete geçirmek için yaptığı konuşmaları ile zihinlerde yer etmiş usta bir hatiptir. Kurtuluş Savaşı’nda cephede Mustafa Kemal’in yanında görev yapmış, sivil olmasına rağmen rütbe alarak bir savaş kahramanı sayılmıştır. Savaş yıllarında Anadolu Ajansı’nın kurulmasında rol alarak gazetecilik de yapmıştır.II. Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte yazarlığa başlayan Halide Edip; yazdığı yirmi bir roman, dört hikâye kitabı, iki tiyatro eseri ve çeşitli incelemeleriyle Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemleri Türk edebiyatının en çok yapıt veren yazarlarındandır. Sinekli Bakkal adlı romanı, en bilinen eseridir. Eserlerinde kadının eğitilmesine ve toplum içindeki konumuna özellikle yer vermiş, yazıları ile kadın hakları savunuculuğu yapmıştır. Bir çok kitabı sinemaya ve televizyon dizilerine uyarlanmıştır.1926 yılından itibaren yurtdışında yaşadığı 14 sene boyunca verdiği konferanslar ve İngilizce olarak kaleme aldığı eserler sayesinde zamanının dış ülkelerde en çok tanınan Türk yazarı olmuştur.İstanbul Üniversitesi’nde edebiyat profösörü olan Halide Edip, İngiliz Fioloji Kürsüsü Başkanlığı yapmış bir akademisyen; 1950’de girdiği TBMM’de ise milletvekilliği yapmış bir siyasetçidir. I.TBMM hükümetinde sağlık bakanı olan Adnan Adıvar’ın eşidir.Eserleri Romanları • Heyula (1908)• Raik’in Annesi (1909)• Seviye Talip (1910)• Handan (1912)• Yeni Turan (1912)• Son Eseri (1913)• Mev’ud Hüküm (1918)• Ateşten Gömlek (1923)• Vurun Kahpeye (1923)• Kalp Ağrısı (1924)• Zeyno’nun oğlu (1928)• Sinekli Bakkal (1936)• Yolpalas Cinayeti (1937)• Tatarcık (1939)• Sonsuz Panayır (1946)• Döner Ayna (1954)• Akile Hanım Sokağı (1958)• Kerim Ustanın Oğlu (1958)• Sevda Sokağı Komedyası (1959)• Çaresaz (1961)• Hayat Parçaları (1963)Hikayeleri • İzmir’den Bursa’ya (Yakup Kadri, Falih Rıfkı ve Mehmet Asım Us ile birlikte, 1922)• Harap Mabetler (1911)• Dağa Çıkan Kurt (1922)Anı • Türkün Ateşle İmtihanı (1962)• Mor Salkımlı Ev (1963)Oyun • Kenan Çobanları (1916)• Maske ve Ruh (1945)İsmet PARMAKSIZOĞLU (d. 1924 – ö. 9 Ocak 1984-25.ölüm yıldönümü)Drama eşrafından Parmaksızzade Hasan Efendi’nin torunu olan İsmet PARMAKSIZOĞLU’nun babası Ahmed İrfan Bey’dir. 1924 yılında Kavala’da doğdu. Öğrenimini İstanbul’da yaptı. Bu arada cami derslerine de devam ederek dinî bilgilerini genişletti. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu, tarih bölümünden mezun oldu. Memuriyete ilk başlayışını, Aziz Berker’in anma günü için hazırladığı metinde kendisi şöyle anlatmaktadır: “Henüz Yüksek Öğretmen Okulunu bitirmiş ve tarih öğretmeni olarak İstanbul Erkek Lisesi’ne Stajyer Öğretmen tayin olunmuştum. Derken kuraları çektik ve ben Diyarbakır Lisesi, Stajyer Tarih Öğretmenliğine kendi elimle atanmış oldum. Okul Müdürümüz Prof. Besim Darkcı Hoca beni çağırdı. Seni Ankara’dan istiyorlar, muhasebeciden yol parasını al ve Ankara’da Kütüphaneler Müdürü Aziz Berker’le görüş, hayırlı olsun, dedi. Ben de Manisa Genel Kitaplığı Müdürlüğüne razı oldum….” Böylece devlet memurluğuna fiilen 1945 yılında, Kütüphanecilik ve öğretmenlikle başlamış oldu. 1949 yılında İstanbul Ragıp Paşa Kütüphanesi Müdürlüğüne tayin edildi. 1954-1956 yılları arasında Bağdat’ ta bilgi ve görgü arttırmak üzere bulundu ve Arapça’yı tam olarak öğrendi. Yurda dönüşünde Kütüphaneler Genel Müdürlüğü Uzmanı, 1962’de Genel Müdür Yardımcısı, 1964 sonunda Genel Müdür oldu. 1966’da Din Eğitimi Genel Müdürü, 1967’de Bakanlık Müfettişliği kadrosuna alınarak Bağdat Kültür Ataşeliğine gönderildi. Üç yıl başarılı ataşelik vazifesinden sonra 1971’de tekrar Din Eğitimi Genel Müdürü oldu. 1972’de kültür Müsteşar Yardımcılığı, Müsteşar Vekilliği yaptı. 1975 yılında Kültür Bakanlığı Başmüşavirliğine tayin edildi. Ismet Parmaksızoğlu, 09 Ocak 1984’te öldü.Mehmet Emin YURDAKUL(1869-1944-65.ölüm yıldönümü)13 Mayıs 1869’da İstanbul’da doğdu. 14 Ocak 1944’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Milli Edebiyat ve Türkçülük akımının önde gelen temsilcisi. Mektebi Mülkiyenin idadi bölümünden ayrıldı. Devlet memuru oldu. İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girdi. Şiirleriyle İstanbul hükümetini eleştirince 1907’de Erzurum rüsumat nazırlığına atanarak İstanbuldan uzaklaştırıldı. İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra aynı görevle bu kez Trabzon’a gönderildi. 31 Mart Olayı’nın ardından 13 Nisan 1909’da İstanbul’a çağrıldı. Bahriye Nezareti Müsteşarlığı’na atandı. Hicaz ve Sivasta valilik yaptı. 1910’da İstanbul’a döndü. Türk Yurdu Cemiyeti ve Türk Ocağının kurucuları arasında yer aldı. Türk Yurdu dergisinin yayın sorumluluğunu üstlendi. İttihat ve Terakki ile anlaşmazlığa düşünce 1912’de Erzurum Valiliği’nden emekliye ayrıldı. 1914’te Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda Musul milletvekili oldu. Aralık 1919’da Türk Fırkası’nı kurdu. İstanbul’un işgalinden sonra 1921’de Anadolu’ya geçti. Antalya, Adana, İzmir çevresinde çalıştı. Cumhuriyetin ilk yıllarında Şarkikarahisar, sonra da Urfa ve İstanbul milletvekili oldu. Ölümüne kadar milletvekili olarak kaldı. Yazmaya şiirle başladı. İlk şiiri 1897’de Servet-i Fünun dergisinde yayınlandı. Döneminin şiir anlayaşının dışına çıktı, hece ölçüsüne dayalı yalın bir Türkçe kullandı. Türk edebiyatına halkın sesini getiren gerçekçi bir şair olarak değerlendirildi. Osmanlıcılık ve İslamcılık akımlarına karşı Türkçülüğü savunan şiirler yazdı. Coşku, ulusal duygular, kahramanlık, yüreklendirme ve öğreticilik öğelerini ön plana çıkardı. Şiire biçim yenilikleri de getirdi. Dörtlük geleneğinin dışına çıkarak üçer, altışar, sekizer dizeden kurulu şiirler yazdı. Milli edebiat akımı ve Türkçülüğün önde gelen temsilcileri arasında yer aldı. “Türk Şairi”, “Milli Şair” diye bilinir. ESERLERİ ŞİİR: Türkçe Şiirler (1899-1918) Türk Sazı (1914) Ey Türk Uyan (1914) Tan Sesleri (1915, 1956) Ordunun Destanı (1915) Dicle Önünde (1916) Hastabakıcı Hanımlar (1917) Turana Doğru (1918) Zafer Yolunda (1918) İsyan ve Dua (1918) Aydın Kızları (1919) Mustafa Kemal (1928, şiir ve düzyazı) Ankara (1939) DÜZYAZI: Fazilet ve Asalet (1890) Türkün Hukuku (1919) Kral Corca (1923) Danteye (1928) Recaizade Mahmut EKREM (d. 1 Mart 1847, İstanbul – ö. 31 Ocak 1914-95.ölüm yıldönümü)Türk şair ve yazar. 19. yüzyıl Osmanlı edebiyatının önde gelen isimlerindendir. Takvimhane Nazırı Recai Efendi’nin oğlu, Ercüment Ekrem Talu’nun babasıdır. Babasından Arapça ve Farsça öğrendi. 1858’de ilköğretimini tamamladı, özel öğrenim görerek yetişti. Mekteb-i İrfan’ı bitirdikten sonra (1858) girdiği Harbiye İdadisi’ndeki öğrenimini sağlık sorunları nedeniyle tamamlayamadı. Hariciye Nezareti Mektubi Kalemi’nde memurluğa başladı (1862). Tanzimat ve Nafia dairelerinde başmuavinlik (1874), Şura-yı Devlet (danıştay) üyeliği (1877), Mekteb-i Mülkiye ve Galatasaray Sultanisi’nde edebiyat öğretmenliği (1880-88), birkaç ay Evkaf ve Maarif Nazırlığı (1908), Meclis-i Âyân üyeliği (1908-14) yaptı.Resmi görevle Trablusgarp’a gönderildi. 1908’de 2. Meşrutiyet’ten sonra kurulan Kamil Paşa kabinesinde Maarif Nazırı oldu. Namık Kemal’le tanışmasının ardından Encümen-i Şuara’ya katıldı. İlk yazıları Namık Kemal yönetimindeki Tasvir-i Efkar gazetesinde yayınlandı. 1870’lerden sonra kendisini tümüyle yazılarına verdi. Batı edebiyatından çeviriler yaptı. 1870’te ilk oyunu Afife Anjelik, 1871’de ilk şiir kitabı Nağme-i Seher yayınlandı. Yaşamını yitirdiğinde Meclis-i Âyan üyesiydi.Ölümü nedeniyle okullar tatil edilmiş ve büyük bir cenaze töreni düzenlenmiştir. Mezarı, oğlu Nejad’ın kabri yanında, Küçüksu’dadır.Edebî HayatıNamık Kemal’le tanışmasının ardından edebiyat çevresine girmiş ve onun Fransa’ya gitmesi üzerine, 1867’de Tasvir-i Efkar gazetesinin yönetimine geçmiştir. Recaizade, üç oğlunun, özellikle de çok sevdiği Nejad’ın ölümünden duyduğu acıyı dile getirdiği şiirleriyle daha çok karamsar duygular işledi. Eski edebiyatı savunan Muallim Naci ve çevresiyle girdiği edebiyat tartışmalarıyla Edebiyat-ı Cedide akımının doğmasına zemin hazırladı. Başta Tevfik Fikret olmak üzere döneminin genç şair ve edebiyatçılarını çevresinde topladı. Tanzimat ve Batı düşüncesinin yeni kuşağa benimsetilmesinde önemli rol oynadı.Kendisinin yetkin tiyatro oyunu olarak bilinen Çok Bilen Çok Yanılır, ölümünden sonra yayımlandı. Sanatta güzellik ilkesine bağlı kaldı. “Sanat sanat içindir” anlayışını savundu. Doğaya dönük, insanı doğa içinde ele alan şiirler yazdı. Aşk ve ölüm temalarını işledi. Eski-yeni edebiyat tartışmalarının merkezinde yer aldı. Tek romanı, Türk edebiyatında realizmin ilk örneklerinden sayılan Araba Sevdası adlı eseridir. Yazar bu eserde ailesinin parasını zevk ve eğlencesine harcayanları eleştirdi. Bu eseri yazdığı dönemde ailesini karşısına almış ve baba mirasından olacağını bile bile eserini yazmaya devam etmiştir.Eserleri Manzum • Nağme-i Seher (1871)• Yadigâr-ı Şebâb (1873)• Zemzeme (3 cilt, 1883-1885)• Tefekkür (düzyazı ile karışık, 1888)• Pejmürde (düzyazı ile karışık, 1893)• Nijad Ekrem (2 cilt, anılarla birlikte, 1900-1910)• Nefrin (1914)Roman • Araba Sevdası(ilk realist roman)Öykü • Saime (1888)• Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi (1890)• Şemsa (1895)Oyun • Afife Anjelik (1870)• Atala Yahut Amerikan Vahşileri (1873)• Vuslat Yahut Süreksiz Sevinç (1874)• Görev Çağrısı (1914)• Çok Bilen Çok Yanılır (1916)Zeki Arif ATAERGİN;(d.1896 İstanbul ö.05 Ocak1964-40.ölüm yıldönümü) Ünlü bestekar Kanuni Hacı Arif Bey’in oğludur.Asıl adı Salih Zeki olduğu halde Zeki Ârif adı ile tanınmıştır.İlköğrenimini Beşiktaş’taki “Afitab-ı Maarif” okulunda yaptı. Daha sonra Vefa İdadisi’ni bitirdi. İstanbul Hukuk Fakültesi ‘ni bitirdiği yıllarda, babasının tayini üzerine ailesi ile birlikte Yemene gitti. Musiki dışındaki yaşamı, Adliye teşkilatında hakimlik ve avukatlık yaparak geçti. Son olarak Fatih noterliği görevinde bulanan Ataergin, noterlikten emekli oldu. İsmail Habip SEVÜK (1892-17 Ocak 1954-55.ölüm yıldönümü)1892’de Edremit’te doğmuştur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra edebiyat öğretmenliği ve 1943-1946 yılları arasında Sinop milletvekilliği yapmıştır. Çalışmalarını daha çok edebiyat tarihi alanında yoğunlaştıran SEVÜK, gezi yazıları da kaleme almıştır. 20’li yaşlarında “İzmir’e Doğru” gazetesinde yazarlık yapmıştır. Balıkesir’den Kastamonu’ya gidince, orada çıkan “Açık Söz”de başyazarlık yapmış, daha sonra Ankara’ya gelerek “Yeni Gün”de Yunus Nadi ile çalışmaya başlamış ve bir yandan da meclis müzakerelerini izlemiştir. SEVÜK, araştırma ve incelemelerinde, çeşitli yazılarında Türk düşüncesinin gelişimi ve Türk edebiyatıyla ilgisi açısından İslâm uygarlığına, Arap, Fars edebiyatlarına yer vermiş, bu kaynaklardan yapılmış çevirileri de okuyucusuna tanıtmıştır.17 Ocak 1954’te vefat eden İsmail Habip SEVÜK’ün başlıca eserleri şunlardır: “Edebî Yeniliğimiz (II Cilt)”, “Tuna’dan Batı’ya”,“O Zamanlar”, “Tanzimat’tan Beri”, “Avrupa Edebiyatı ve Biz”, “Edebiyat Bilgileri”, “Yurttan Yazılar”. https://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-79614/ocak.html

Ocak Ayında Kaybettiklerimiz için yapılan aramalar

Ocak Ayında Kaybettiklerimiz, Ocak Ayında Kaybettiklerimiz biyografi, Ocak Ayında Kaybettiklerimiz hayatı, Ocak Ayında Kaybettiklerimiz özgeçmişi, Ocak Ayında Kaybettiklerimiz hakkında, Ocak Ayında Kaybettiklerimiz doğum yeri, Ocak Ayında Kaybettiklerimiz fotoğraf, Ocak Ayında Kaybettiklerimiz video, Ocak Ayında Kaybettiklerimiz resim, Ocak Ayında Kaybettiklerimiz kimdir?, Ocak Ayında Kaybettiklerimiz kaç yaşında?, Ocak Ayında Kaybettiklerimiz kaç yaşında öldü? Ocak Ayında Kaybettiklerimiz nereli, Ocak Ayında Kaybettiklerimiz memleketi Ocak Ayında Kaybettiklerimiz ne zaman ve neden öldü? Ocak Ayında Kaybettiklerimiz Ölüm nedeni?

Twitter'de ara: Ocak Ayında Kaybettiklerimiz
Google'de ara: Ocak Ayında Kaybettiklerimiz